22 Kasım 2013 Cuma

Bir Varmış Bir Yokmuş






Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir derler. İstanbul'da bundan nasibini yüzyıllardır alıyor. Belli başlı yapılar, eserler günümüze kadar ulaşabilirken bir çoğu geçen yıllarda (çoğu zaman da bizlerden dolayı) yok olup gidiyor.

İşte günümüze kadar ulaşabilmiş ve göz bebeği gibi korunan Galata Kulesi...

Ama bu yazımda Galata Kulesi'ni anlatmayacağım (inşallah ilerleyen yazılarda).


Bu yazıda Galata Kulesi'ne doğru baktığımız mekanı anlatacağım. Burası İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi bünyesinde 1935'den beri hayat bulan Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi (isim bahçenin kurucusu, dönemin İstanbul Üniversitesi eğitimcisinden geliyor).




Süleymaniye Cami'ni geçtikten sonra İstanbul Müftülüğü ile komşu olan bu bahçe; içerisinde binlerce bitki türünü barındırıyor. Bu bahçede dolaşırken; bitkilerin sizi sizden alacak kokularını muhteşem bir İstanbul manzarası, 6 adet sera ve 23 adet havuz eşiliğinde deneyimleme fırsatını bulacaksınız.




Vaktiniz varsa yanınızda kitabınızı, dersinizi götürmenizi tavsiye ederim (tabii gözünüzü bu harika manzaradan alabilirseniz).






Bir zamanlar daha fazla ödenek ayrılırken, daha fazla personel istihdamı ile daha gösterişli bir bahçe iken belki de basında da yer alan Müftülüğe devredilmesi konusundan dolayı artık biraz yalnızlaşmış ve bizlere kırılmış olan bu bahçe umarım ilerleyen dönemlerde bir varken bir yok olmaz.


Bu bahçeyi İstanbul Üniversitesi ile iletişime geçerek gezebilirsiniz. Hafta sonları kapalı olduğunu belirtmek isterim.


Bienal'i ne kadar takip edebildiniz bilemiyorum ama umarım bu fırsatı; yani artık kapılarını sadece bu tip çok özel organizasyonlara açan Karaköy Rum İlkokulu'nu gezme fırsatını kaçırmamışsınızdır.







Merdivenlerinde bir zamanlar çocuk kahkahalarını neredeyse duyabileceğiniz bu bina 1885 yılında yapılmış. Yapıldıktan sonra gerçekleşen hiç bir depremde zarar görmemiş. Bir zamanlar 200'ü aşan öğrenci sayısına kadar ulaşan bu okul zamanla yeterli öğrenci sayısına ulaşamama ve/veya maddi imkansızlıklardan dolayı dönem dönem açılıp kapanarak 2007'de son defa kapanmış.











Eğer denk gelirseniz burada düzenlenen bir etkinliği kaçırmayın ve bu muazzam yapıyı bir de içeriden görün.








Mutlaka terasına kadar çıkmayı da unutmayın İstanbul'un eşsiz manzarasının yanı sıra sıklıkla önünden geçtiğimiz bir başka yapıya yani Galata Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi'ne bir de bu açıdan bakın. Ne kadar ihtişamlı değil mi?



Ve son bir haber de bir sergi ile ilgili. Ünlü ressam ve heykeltraş Joan Miro'nun eserlerini 19 Ocak tarihine kadar Tophane-i Amire Binasında görebilirsiniz. Bu ünlü sanatçının eserlerinin yanı sıra binayı görmek için de güzel bir fırsat olur.

Şimdilik bu kadar. Bu sırada 2014 İstanbul Ajandanızı şimdi almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Nefes alır gibi not alın, çizin, belgeleyin; çocuklarımız; yarınlarımız için yapın çünkü bir varmış bir yokmuş...

Sağlıcakla kalın,
Bir İstanbul Yolcusu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder