Beylerbeyi Sarayı
Bu sarayı gezmeye geldiğinizde önce bir tünelden geçeceksiniz ki bu tünel II.Mahmut döneminden kalmış olan orijinal bir yapı. Bu tüneli geçip Sarayın bahçesine ulaştığınızda adeta başka bir döneme geçmiş gibi hissedeceksiniz (tünelden geçerken yine II.Mahmut döneminden kalmış olan çeşmeyi de kaçırmayın).
Bu bölgenin yerleşimi Bizans’a kadar dayanır, ismi ise
gezgin İnciciyan’a göre Beylerbeyi Mehmet Paşa’nın 16.yy’da burada bir köşkünün
bulunmasından gelirmiş. Yörede bulunan ve eskiden bir kilisenin olduğu yere
yaptırılan; ismi yakın zamanda Abdullah Ağa Cami (banisi) olarak değiştirilmiş
olsa da; İstavroz (Haç) Cami bu geçişin ve şehir mirasının güzel bir örneğini
yansıtır(dı).
Çeşitli padişahların bu yöreyi yazlık olarak kullanmasından
sonra; önce II.Mahmut 1829’da burada bir sahil sarayı inşa ettirir. 1851
yılında çıkan bir yangından sonra Sultan Abdülaziz sarayı Sarkis Balyan’ın
mimarlığında yeniden yaptırır.
Birçok yabancı devlet başkanının ağırlandığı bu saray Sultan
II.Abdülhamit’in de 1909’da tahttan indirilip Selanik yıllarından sonra 1912’de
yerleşerek ölümüne kadar 6 yıl yaşadığı saraydır. Saray 1909’da mimar Vedat Tek
tarafından onarılmıştır.
Cumhuriyet döneminde yine yabancı devlet başkanlarının
ağırlanmasının yanı sıra 1936’da Balkan Oyunları Festivali’ne ev sahipliği
yapmış ve saray son konuğu olan Atatürk’ü bir geceliğine misafir etmiştir.
Biz gezdiğimizde saray içerisinde fotoğraf çekmek yasaktı
ama sarayla ilgili geniş bilgiyi
buradan ve 3 boyutlu görsellerini de
buradan
bulabilirsiniz. Ama bunlara bakmakla yetinmeyin, gezmeye gidin. Sarayın içine girmek istemezseniz 1 TL gibi çok cüzi bir meblağ ile
bahçesinde de turlayabilirsiniz. Eğer isterseniz bahçesinde bulunan
kafeteryasında bir keyif çayı yudumlama ya da bir şeyler atıştırma şansınız da
var.
Bahçede bulunan heykeller Sultan Abdülaziz’in siparişi
üzerine 1864 yılında Pierre Louis Rouillard tarafından yapılıyor. Bu
heykeltraşla ilgili daha detaylı bilgiyi (İngilizce)
buradan ve çeşitli
eserlerini de
buradan inceleyebilirsiniz.
Sanatçı tarafından yapılan heykellerin çoğu saray bahçesinde
bulunurken; diğerlerini Topkapı Sarayı’nda, Yıldız’da, Dolmabahçe Sarayı’nda;
şaha kalkmış at heykelini Sabancı Müzesi’nde ve boğa heykelini de Kadıköy
Meydanı’nda görebilirsiniz.
Saray Pazartesi ve Perşembe günleri kapalıdır; diğer günler
sabah 09.00’dan akşam 17.00’ye kadar ziyaret edilebilir.
Tünelden geçip bütün
bunları görme sırası sizde…
Sağlıcakla kalın,
Bir İstanbul Yolcusu